Srila Prabhupada London Times'da bir röportajında açıklıyor:
“Spiritüel yaşam için arzu tamamen doğal bir özlemdir. Çünkü bizler ruh canız. Maddî atmosferde spiritüel bilinçsiz asla mutlu olamayız. Bugün birçok insan bilimsel ilerle
Bir guru aramak iyidir ancak değersiz bir guru istiyorsan veya aldatılmak istiyorsan, o zaman birçok sahtekâr guru bulursun. Ama eğer samimiysen, samimi bir guru bulursun. İnsanlar her şeyi ucuza istedikleri için kandırılırlar. Biz öğrencilerimize evlilik dışı cinsellikten, et yemekten, kumardan ve bağımlılık yapan maddelerden uzak durmalarını tembih ediyoruz. İnsanlar bunun çok zor ve can sıkıcı olduğunu düşünüyorlar. Fakat başka biri “Her ne istersen yapabilirsin, sadece benim mantramı uygula” derse bu insanların hoşuna gidiyor. Yani insanlar kandırılmak istiyor ve böylece sahtekârlar ortaya çıkıyor. Hiç kimse zevkinden feragat etmek istemiyor. İnsan hayatı feragat etmek içindir ama kimse feragat etmeye hazır değil. Sonuç olarak sahtekârlar geliyor ve “Feragate gerek yok, her ne yapmak istiyorsan yap. Sadece bana para öde ve ben sana bir mantra vereyim, altı ay içinde Tanrı ol” diyorlar. Tüm bunlar olup bitiyor. Eğer bu şekilde kandırılmak istiyorsan, sahtekârlar gelecektir.
Eğer doğru bir eğitim almak istiyorsan, çok zaman ve emek harcaman ve onu anlaman gerekir. Eğer spiritüel bir hayat yaşamak istiyorsan, bu konuda ciddi olmalısın. Gerçek bir guru Tanrı’nın temsilcisidir ve sadece Tanrı hakkında konuşur. Gerçek bir gurunun maddî hayatta gözü yoktur. O yalnızca Tanrı’nın peşindedir. Bu gerçek guruyu sınama yöntemlerinden biridir. O Mutlak Gerçeği’nin içinde yoğrulmuştur. Gerçek guru, Vedik bilgisinde ve yazıtlarında çok güzel dizelenmiştir ve o, bütünüyle Brahman’a bağlıdır. Gerçek guru hiçbir şey üretmeyecektir. Söylediği her şey kutsal kitaplarda ve önceki acaryalarla uyum içindedir. Dünyevî vaatler gurunun işi değildir. Gurunun işi herkesi Tanrı’nın bir adananı olmaya çağırmaktır. Bu gerçek gurunun işinin bütünü ve esasıdır. Eğer herhangi bir şekilde herkesle Tanrı adına konuşuyor ve herkesi Tanrı’nın bir adananı olması için çalışıyorsa, o gerçek bir gurudur.
Hıristiyan, Müslüman, Hindu fark etmez. Sadece Tanrı hakkında konuşuyorsa, o gurudur. Örneğin Hz.İsa, herkese “Sadece Tanrı’yı sevmeye çalışın” diyordu. Her kim olursa olsun, kim olduğu önemli değil, Hindu olsun, Müslüman olsun, Hıristiyan olsun eğer insanları Tanrı’yı sevmeleri için ikna ediyorsa, o gurudur. Sınav budur. Gerçek guru “Ben Tanrı’nın hizmetkârıyım ve seni de Tanrı’nın hizmetkârı yapacağım” der. Gurunun nasıl giyindiği önemli değildir. Her kim Krişna hakkındaki bilgiyi anlatıyorsa o manevî öğretmendir. Gerçek manevî öğretmen, sadece insanların Krişna’nın ve Tanrı’nın adananları olmaları için çalışır. Onun başka bir işi yoktur.
Krişna bilinci hareketinin amacı insanoğlunun asıl bilincini uyandırmaktır. Kimileri “Ben bir İngiliz’im” diye düşünüyor, kimisi “Amerikalıyım” diye. Bu gibi belirlemelerin hiçbirine ait değiliz. Biz Tanrı’nın bir parçası ve bölümüyüz, bizim esas kimliğimiz budur. Eğer herkes bu bilince gelse dünyanın tüm problemleri çözülecektir. O zaman bir ve aynı nitelikte ruhlar olduğumuzu anlayacağız. Farklı kıyafette olsa bile, aynı nitelikteki ruh herkesin içindedir. Bu açıklama Bhagavad-Gita’da verilmektedir.
Krişna bilinci esasında bir arındırma sürecidir. Amacı insanları bütün belirlemelerden kurtarmaktır. Bilincimiz tüm belirlenmelerden arındığı zaman, duru duyularımızla yaptığımız aktiviteler bizi mükemmel kılar. Sonunda da insan hayatının ideal mükemmeliyetine kavuşuruz. Krişna bilinci aynı zamanda çok basit bir uygulamadır. Büyük bir felsefeci, bilimci veya herhangi başka bir şey olmaya gerek yoktur. Sadece Rabbin kutsal ismini, O’nun kişiliğini, Adını ve niteliklerinin mutlak olduğunu anlayarak söylememiz yeterlidir. Krişna bilinci çok büyük bir bilimdir. Ne yazık ki, üniversitelerde böylesine bir bilim için bir bölüm bulunmamaktadır. Hareketimizin temeli Bhagavad-Gita’ya dayanır. Bizim hareketimiz Hindistan’daki tüm acaryalar tarafından onaylanmıştır.”
Gaudiya Vaishnava teolojisine göre, kişinin gerçek bilinci ve yaşam amacı saf tanrı (Krishna) sevgisidir. 1960'lardan bu yana A. C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada ve Uluslararası Hare Krishna Bilinci Topluluğu (genellikle HareKrishnalar) sayesinde, Hindistan'ın dışında çok bilinen bir mantra haline gelmiştir.
Hare krişna mantrasını sürekli zikir etmek kişide uyuyan saf tanrı bilincini uyandırır. Alınganlık, korku ve öfke ortadan kalkar. Yerine sevgi, merhamet ve saygı getirir. Psişik hisleride arttırır.
