Upanişad Felsefesi (Kena upanishad)

0

Bize gözler, kulaklar, ve söz yetisi veren.  Bu kısa ve güzel upanişadta kimin kenan'ın bize söz yetisi verdiği, bize gözler ve kulaklar verdiği sorusunun cevabı verilmektedir. Birinci bölümü nazım, ikinci bölümü nesir olan bu upanişad, Brahmana tapmayı ve gerek sıfatlarıyla gerek sıfatsız olarak, yüce kudreti işlemektedir.  Brahman kavramı hindistan'ın felsefe armağanı, insanların ulaşmaya çalıştıkları hedeftir. Aşşağıdaki upanişad buna ışık tutuyor .
Öğrenci sordu : zihin kimin dilemesiyle işe koyulur. Kimin emriyle ilk nefes verilir?, kimin dileğiyle bu söz konuşulur. Hangi Tanrı gözü veya kulağı idare eder.
Öğretmen cevapladı: kulağın kulağı, zihnin zihni, sözün sözü, nefesin nefesi, ve gözün gözü.  Arifler bu dünyadan ayrılıp (duyularından) özgürleşince ölümsüz olurlar. Göz oraya gitmez, söz ve zihinde, bunu kim nasıl öğretir, bilmiyor anlamıyoruz.
Bu bilinenden başka, bilinmeyeninde üstünde, bize bunu öğreten büyüklerden böyle işittik.
Kendisi söz ile ifade edilmeyen ama söze ifade veren, yalnızca onu brahman olarak bil. İnsanların burada taptıklarını değil.
Kendisi zihin ile düşünmeyen, ama zihne düşünce veren yalnızca onu brahman olarak bil. İnsanların burada taptıklarını değil.
Kendisi gözle görmeyen, ama göze görüş veren, yalnızca onu brahman olarak bil, insanların burada taptıklarını değil.
Kendisi kulakla işitmeyen, ama kulağa işitme veren, yalnızca onu brahman olarak bil. İnsanların burada taptıklarını değil.
Kendisi nefes almayan, ama nefese soluk veren, yalnızca onu brahman olarak bil. İnsanların burada taptıklarını değil.
Öğretmen dediki;  Benim iyi bildiğimi düşünsende muhakkakki sen daha fazlasını biliyorsun. Brahmanın sureti sana göre nedir?
Öğrenci dediki; Ben bunu iyi bildiğimi düşünmüyorum ,bilmediğimide bilmiyorum. Aramızdan bunu bilen bilir ama bilmediğinide bilemez.
Brahman onu düşünmeyen tarafından düşünülür, onu düşünen, onu bilmez. O, onu düşünenlerce anlaşılmaz, onu anlayanlar, onu anlamayanlardır.
Bilinmesinin bir tür uyanışla olduğu düşünülür.  İşte ölümsüzlüğü ondan sonra elde ederiz. Gücü ben ile, ölümsüzlüğü bilgi ile elde ederiz.
Bir insan bunu burada öğrenirse bu onun yanılsamalı yaşamına sonu olur.Burada öğrenmezse onu büyük yıkımlar (yeni doğumlar) bekler. Herşey üstünde düşünmüş ve kendilerindeki ben'i tanımış olan arifler bu dünyadan ayrıldıktan sonra ölümsüzleşirler. Brahman, devalar için zafer kazandı. Devalar, Brahmanın zaferinden gurura kapılıp, bu yalnız bizim, bu yücelik yalnız bizimdir diye düşündüler.
Brahman bunu fark etti ve onlara göründü. Fakat onlar bunu anlamadılar ve "Bu ne hayaleti(yaksha) böyle? Diye sordular.
Agniye (Ateş) Ey jatavedas, onun ne hayaleti olduğunu öğren dediler. Agni olur dedi. Ona doğru koşunca Brahman "kimsin"diye sordu. O ben agniyim, jatavedasım dedi.
Brahman "Sende hangi güç var"diye sordu. Agni"yeryüzünde ne varsa hepsini yakabilirim dedi.
Brahman önüne bir saman çöpü koydu ve "yak bunu" dedi. Agni var gücüyle onun üstüne gitti. Ama yakamadı. Bunun üstüne geri döndü ve "onun ne hayaleti olduğunu öğrenemedim dedi. Devalar sonra vayuya(hava),  Ey vayu onun ne hayaleti olduğunu öğren dediler. (Vayu) olur dedi.
Ona doğru koşunca brahman "sen kimsin" diye sordu .O ben vayuyum(hava), matarisvanım dedi.
Brahman "Sende hangi güç var? " diye sordu.  Vayu "yeryüzünde ne varsa hepsini kaldırabilirim " dedi.
Brahman önüne bir saman çöpü koydu ve "kaldır bunu" dedi.  Vayu var gücüyle onun üstüne gitti, ama kaldıramadı. Bunun üstüne geri döndü. Ve "onun ne hayaleti olduğunu öğrenemedim" dedi. 
Sonra indraya "Ey maghavan, onun ne hayaleti olduğunu öğren" dediler.  İndra ona gitti ama o,  indranın önünden kayboldu.  Sonra aynı boşlukta çok süslü bir kadına yaklaştı. Bu himavatın kızı umaydı.  Ona " o hayalet kim" diye sordu.  Uma "O Brahman, siz brahmanın zaferiyle bu kadar yüceldiniz" dedi. Bundan sonra onun brahman olduğunu bildiler.
O yüzden devalar, vayu, ve indra bir bakıma öbür Tanrıların üstündeler. Çünkü brahmana en çok onlar yaklaştı. O yüzden indra,  deyim yerindeyse, öbür tanrıların üstünde çünkü en çok o yaklaştı. Önce o öğrendi.
Tanrılar hakkında brahmanın öğretisi şudur : kah yıldırım çakması gibi beliren, kah yine kaybolan odur.
Beden hakkında brahmanın öğretiside şudur : zihin gibi hareket eden ve görünen odur. Ve muhayyile onunla tekrar tekrar hatırlar.
Brahmana Tadvana denir. Onun üstüne tadvana adıyla meditasyon yapın. Bunu bilen tüm varlıklar onu arzular.
Öğretmen dediki;  Benden anlatmamı istediğiniz şekilde upanişad size anlatıldı .Size brahmi upanişadı anlattık.
Bu upanişad kefaret, nefse hakimiyet, ve kurban üç ayağı üstünde durur. Vedalar onun uzuvları, hakikatte meskenidir.
Bu upanişadı öğrenen ve üstünden tüm kötülükleri silen, sonsuz ve yenilmez cennet'te durur. Evet sonsuz cennet'te ...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)
To Top